8 Eylül 2008 Pazartesi

Aşka dair..


Kimine göre bir miğde sancısıdır aşk kimine göre mutluluk kaynağı kimine göreyse acının öbür adı...

Kimi aşksız yapamaz kimi zamanında çok çekmiştir yinede iflah olmaz kimiyse klasik söylemlerdedir; aşk değil benim aradığım huzur der mutluluk der aşk da olursa tabi tuzu biberi der..

Kimi kesinlikle hayatında istemez aşkı, yanlış tercihler yaptıran gözleri kör eden mantıksızlık olarak görür. Böyleleri genellikle dominant tiplerdir hiç risk almazlar hata yapmaktan korkarlar diledikleri gibi değil kurallarına göre yaşarlar..

Aşkın yüzlerce tarifi yapılmıştır kimi kimyasal bir reaksiyon der kimi duygusal, kimi tutku der kimi bağımlılık.. sonu gelmez bu tariflerin uzar da uzar aşk adına konuşulacaklar..

Gelelim benim marjinal aşk tarifime.. Bir arkadaş sohbetinde bu konuda fikirlerimden bahsettiğimde herkes çok şaşırmıştı. Bir kısmı doğru bulmamıştır belki, ama farketmez nasıl her yiğidin bir yoğurt yiyişi varsa herkesin aşkı tarif edişi de başkadır bence. Çünkü herkesin aşkı yaşayışı aşıkken hissettikleri de başkadır. Kişinin başka başka kişilerde aşkı yaşarken de aşkı başkalaşır. Aşkı tarifsiz yapanda budur zaten.. Davetsiz gelir girer hayatımıza yaşamadıkça bilemeyiz bedelini..

Benim aşka verdiğim bir takma ad var, ilişkilendirdiğim bağdaştırdığım bir diğer duygu; ‘Hayranlık’. Ben hayranlık olmadıkça aşkın olacağına inanmıyorum. Hayran olmadığınız birini sevebilirsiniz hoşlanabilirsiniz, sizi sevmesini, işini sevmesini, ailesiyle iyi anlaşmasını, arkadaşlarının onu sevmesini sevebilirsiniz.. Ama sizden üstün bir yanı bir farklılığı ya da kendine özgü bir karizması duruşu yoksa ‘güç yoksa’ Aşk ta olmaz bence. Aşk ulaşılamaz olan değil; bahsettiğim hayranlık da platonik bir olay bir artiste veya şarkıcıya duyulan hayranlığa benzer bir hayranlık değil. Sadece taktir ettiğiniz gurur duyduğunuz kadar başarılı, sizi taşıyabilecek sizi koruyabilecek kadar Güçlü, çevrenizdeki erkekler gibi sıradan olmayıp farklı olan, sizden daha çok bilen daha çok okuyan daha çok gören ve konuşurken sizi alıp götüren biridir Aşk. Hep hayal ettiğinize en yakın olan..

Aşk adına söylenecek o kadar çok şey var ki.. Ya sizin aşkınız başkasına aşık olur, ya başkasının aşkı size aşık olur. Ya aşık olduğunuz kişi varlığınızdan habersizdir, ya da aşık olduğunuz kişi sizle ömrünü geçirir..

Aşk insanın hayatına bir kere girer diyenler yanılırlar. Aşk insanın hayatına ‘en az bir kere’ girer. Bir kere siz aşk acısı çekersiniz. Sonra birileri sizin yüzünüzden bir kere aşk acısı çeker. Ve şanslıysanız eğer aşk meleği her iki tarafı da aynı anda vurur, mutlu son olur..

Herkesin en büyük Aşkıyla, mutlu son denen ama aslında hayatının en mutlu başlangıcı olan anı yaşaması dileğiyle...

2 yorum:

Brc dedi ki...

Aşkın yaşanabilecek ve hissedilebilecek tüm versiyonlarını yazmışsın sanırım.Ama ben hayatta gerçek aşkın bir kere yaşandığına inanıyorum.Diğerleri biraz Aşkcık oluyor sanırım:))
Ama insan nasıl yaşarsa yaşasın aşk bu dünyanın en güzel duygusu.
Yazılarını hevesle bekliyorum Sevi:)))

tubik dedi ki...

Ne güzel yazmışsın "aşk"ı. Kesinlikle katılıyorum herkesin aşka bakışı farklıdır. Ki bence zaten farklı olmalıdır.

Şuna da katılıyorum ki insan bir kez aşık olmaz, en az bir kez aşık olur. Çünkü aşk kendini bir kere gösterecek kadar kibirli değildir aslında.

Eline sağlık çok güzel yazmışsın..